Anne sütü, hem reflekslerin hem de hormonların sonucu olarak üretilir. Hamilelik süresince salgı bezleri, süt üretimine hazırlanır. Doğumdan hemen sonra değişen hormonal dengelerle birlikte süt üretimi başlar. Göğsün uç kısmını çevreleyen koyu renkli bölgeye "areola" denir. Bu kısımda kokuya neden olan Montgomery bezeleri, milimetrik tomurcuklar şeklinde belirginleşmeye başlar. Memelerin içine doğru süt salgılayan hücre kümeleri (alveoller) ve çevresindeki kasılarak alveol içinde oluşan sütü süt kanallarına ileten kas lifleri bulunur. Arta kalan meme dokusu, yağ ve destek dokusu olarak görev yapar; bu dokunun miktarı göğsün şeklini belirler. Her göğüste benzer miktarda süt bezesi bulunur. Bu nedenle göğsün büyük veya küçük olması süt verimini etkilemez. Süt Üretim Süreci ve Hormonal Kontrol Meme uç kısmının uyarılması, hipofiz bezi tarafından prolaktin ve oksitosin hormonlarının salgılanmasını tetikler. Prolaktin, süt bezesinde süt üretimini sağlarken, oksitosin süt bezini kasar ve sütün kanallara iletilmesini sağlar. Bu kanallar areolaya geldiğinde genişler ve "laktifer sinüs" adı verilen süt havuzlarını oluşturur. Göğsün uç kısmı ve areolanın geniş yerini kavrayan bebek, bu sinüsleri sıkarak meme ucundan sütü alır. Prolaktin, özellikle sık emzirme ve gece emzirmelerinde daha fazla salgılanır. Bu yüzden süt miktarının artmasını isteyen anneler için gece emzirmeleri oldukça önemlidir. Oksitosin refleksini uyarmak ise özellikle süt sağmak zorunda kalan anneler için çok daha önemlidir. Kolostrum ve Normal Süt Üretimi Doğumdan sonraki ilk birkaç gün içinde "kolostrum" adı verilen koruyucu özelliklere sahip süt üretilir. Doğumdan dördüncü gün itibarıyla normal süt salgılanmaya başlar. Kolostrumun bebeğe mutlaka verilmesi gerekir. Göğüsler gebeliğin 16. haftasında koyu, sarımsı, yapışkan ve beyaz bir madde olan "ağız sütünü" üretmeye başlar. Ağız sütü, yeni doğmuş bebek için ideal bir besindir. Bu durumun birkaç nedeni vardır:
Bebek bu ritmi yakaladığında, süt miktarı bebeğin iştahı ile orantılı olarak artar. |
Cemşid
21 Temmuz 2024 PazarAnne sütünün hormonlar ve reflekslerle üretildiğini öğrendim, ancak göğsün büyüklüğünün süt verimini etkilemediği gerçekten doğru mu?
Cevap yazAdmin
21 Temmuz 2024 PazarMerhaba Cemşid,
Evet, doğru duymuşsun. Göğsün büyüklüğü sütün verimini etkilemez. Anne sütü, hormonlar ve refleksler sayesinde üretilir ve göğüslerin büyüklüğü bu süreci etkilemez. Göğüslerin büyüklüğü, süt bezlerinin çevresindeki yağ dokusunun miktarını belirler, ancak süt üretimini sağlayan süt bezlerinin sayısını etkilemez. Dolayısıyla, küçük göğüslü bir annenin de büyük göğüslü bir anne kadar süt üretebileceğini söyleyebiliriz. Önemli olan bebeğin emme sıklığı ve annenin stres seviyesinin düşük tutulmasıdır. Bu faktörler süt üretimini daha doğrudan etkiler.
Sevgilerle,